
Ultraviyole Işın Nedir?
Ultraviyole Işın Nedir?
Ultraviyole ışın güneşten gelen gözle göremediğimiz bir dalga türüdür. Dalga boyu 100 nm ile 400 nm arasında bulunan bu ışın türünün halk arasında bilinen ismi ise morötesi ışınlardır. Kendi içinde dalga boylarına göre 3 farklı türe sahip olan bu ışınların isimleri;
- UV-A (315-400 nm)
- UV-B (280-315 nm)
- UV-C (100-280 nm)
Normal bir insanın gözle gördüğü ışınların dalga boyları 400 ile 700 nanometre arasıdır. Yani bunlar mor, mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızıdır. Aslında bizler ultraviyole ışınları göremiyor olsak bile bu ışınlara maruz kalmanın etkilerini gözlemleyebiliriyoruz.

IŞIK SPEKTRUMU
Etkileri Nelerdir?
3 farklı sınıfta tanımladığımız ultraviyole ışınların etkileri yaydıkları nanometreye göre etkileri farklıdır.
Ozon tabakamız UV-A ışınlarının geçmesine izin verir çünkü bu ışınlar; cildimizin kırışmasına ben ekleşmesine yol açar ve öğlen saatlerinde maruz kalındığında melanom yani cilt kanseri riskini arttırır.
UV-B ışınlarının ise büyük bir bölümü absorbe edilmesine rağmen % ±5’lik bir geçirgenliği mevcuttur. Bu geçirgenliğin etkisi aslında hepimizin bildiği bronzlaşma ve güneş yanığıdır. Örneğin; güneş gözlüklerinin üzerinde gördüğünüz UV-400 yazısı aslında UV-A ve UV-B ışınının etkilerinden koruyan filtre kullanıldığını ifade eder. Yine güneş kremlerinin de nihai amacı vücudun ultraviyole ışınlara maruz kalmasını engellemektir.
UV-C ışınının tamamını atmosferimiz absorbe eder bu yüzden bu ışına doğal yollardan maruz kalmamız mümkün değildir. Sonuç olarak UV-C ışını bilim dünyası için ilgi çekici bir konu olmuştur.
Ultraviyole Işığın Biyomedikal Sektöründeki Yeri Nedir?
Ultraviyole ışın tüm bu bilgiler ışığında bilim insanları tarafından üzerinde çalışmalar yapılmaya başlanan bir konu olmuştur. Her bir çalışma neticesinde bu zararlı ışınları nasıl insanlık yararına kullanabiliriz bu konuları araştırmıştır.

Yapılan çalışmalar neticesinde 1903 yılında 226 nm’den 328 nm’ye kadar UV spektrumunun mikrop öldürücü olduğu bulundu. Bu konu üzerindeki çalışmalarını derinleştiren bilim insanları 240 ile 280 nm arasında Ultraviyole ışınlara virüsleri maruz bıraktığında yaklaşık olarak 11 dakikada virüslerin RNA yapısının bozulduğunu ve yayılmasının durdurulduğunu tespit etmişlerdir.
240 ve 280 nm arasında bulunan ışın ise UV-C’dir. Yani güneşin absorbe ettiği ışın türüdür. İşte bu yüzden güneşten gelen dalgalar ile virüs ve mikroplar yok edilemeyeceği için bilim insanları laboratuvar ortamlarında ancak elektronik endüstriyel işlemler sonucunda elektrik enerjisi kullanılarak üretmişlerdir.
Kullanım Alanları?

Ultraviyole ışınların sterilizasyon alanlarda yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir.
Havanın Sterilizasyonu: Bu tür sterilizasyonun anahtarı UV lambalarının yerleştirilmesi ve ölü mikroorganizmaları uzaklaştırmak için iyi bir filtreleme sistemidir.
Diş Hekimliği: Diş minesindeki plakları temizleme esnasında UV ışınlardan faydalanılmaktadır.
Suyun Sterilizasyonu: Arıtma tesislerinde kullanılan bir filtreleme sistemidir.

Ultraviyole Işın
Ortam Sterilizasyonu: Bununla ilgili yapılan çalışma şekil de gösterildiği gibi robot bir cihaz aracılığıyla odanın her yerini dolaşan ışın ortamı dezenfekte eder ancak UV-C’nin gözle teması tehlikeli olabileceği için ortamda bulunulmaması gerekmektedir.
Şimdi siz değerli okuyucularımız paylaştığımız bilgilerin sonucunda henüz daha 2 yıl öncesinde pandemi süreci geçiren dünyamız için ortam ve yüzey sterilizasyonun önemi katlanmıştır. Geliştirilmeye açık olan bu konuda sizin düşünceleriniz nedir?
Daha fazlası için yazılamızı takip etmeyi unutmayın.
Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/218032

